2014 yılında, Denizli’ nin bir köyünde, bir tencere beyaz kiraz reçeli ve 80 yaşındaki babaannem ile çıktım bu yola...
Bir çiftçi kızı olduğum içinde kendimi hep şanslı hissederim. Aslında dedelerimiz, ninelerimiz aile büyüklerimiz bizlere birçok şey öğretti. Öyle ki büyüklerimizle birlikte Denizli’ nin bereketli topraklarına ekilen her tohumun, her fidenin nasıl yetiştirildiğini, filizlendiğini, sulandığını toplandığını bilerek büyüdük, anne olduk. Onların en doğal hallerini yerinde tüketebilmek aslında günümüz şartlarına bakıldığında bulunmaz velinimetti, hep şükür ettik.
Doğal yaşama uzak, memleketlerine uzak, büyük şehirlerde bu şekilde imkanı olmayanların bu tatlara özlemi, memleket özlemi gibidir. Hele ki, bir de anne olduktan sonra çocuklarını tamamen doğal gıdalarla besleme isteklerini çok iyi anlıyoruz. İnsan sağlığı her şeyden önce gelir, biz köyümüzde sofralarımızda ne tüketiyorsak sizlere de aynıları gönderilmektedir.
Amacım, her çocuğun yiyebileceği kadar doğal ,katkısız, mevsiminde yetişen sebze ve meyveleri kullanarak en hijyenik şartlar sağlanarak yapılmış, tamamen geleneksel yöntemler ile hazırladığımız ürünleri sofralarınıza ulaştırmak, özlediğiniz bu tadlara kavuşturmak ve sofralarınızı şenlendirmektir. Kargonuzu aldığınızda, memleketinizin toprak kokusunu size anımsatmak, annenizin, ninenizin yaptığı o alıştığınız lezzetlere sizi götürebilmek, yüzünüzde bir tebessüm olmayı dileyerek hazırlıyoruz her bir siparişi.
Ayrıca bu vesile ile de köy kadınlarının çalışıp üretmesi ve kalkınmaları adına da bir çok kadına iş imkanı sağlamakla birlikte girişimci kadınlarımıza da örnek teşkil etmekten mutluluk duyuyoruz.